Şile Tarihi

Şile, tarihi M.Ö. 12.000 – 6.000 lere kadar inen bir yerleşim birimidir. Şile Yunanca bir kelimedir. Türkçe de Mercanköşk anlamına gelir. Bu bitki, tepelerde ve dağ sırtlarında yetişir ve güzel kokulu çiçekler açar.

Şile, İstanbul a bağlı 32 ilçeden biridir. Türkiye nin kuzey batısında Marmara Bölgesi nin kuzey doğusunda, Çatalca -Kocaeli bölümünde, Kocaeli yöresinde ve Kocaeli Yarımadası nın Karadeniz kıyısında yer alır. İlçenin doğusunda Kocaeli ilinin Kandıra, güneyinde yine Kocaeli nin Gebze, güney batısında İstanbul un Kartal ile Ümraniye, batısında İstanbul un Beykoz ilçeleri, kuzeyinde ise Karadeniz bulunur. İlçe alanı 736 km dir.

Batıda Kurnaköy, güneyde Değirmençayırı Köyü, doğuda ise Ağva beldesi arasında uzanan Şile ilçe arazisi, kabaca ters bir üçgen şeklindedir.

Şile merkezinin İstanbul a ( İstanbul un merkez ilçelerinden Ümraniye ye) uzaklığı 55 km dir. Köylerine asfalt ve stabilize yollarla ulaşım mümkündür. 2000 yılında yapılan son nüfus sayımına göre ilçe nüfusu 10.800 olmasına rağmen yaz aylarının gelmesiyle bu nüfus 100.000 ila 150.000 e hafta sonları ise 300.000. kadar yükselmektedir.

Ağva Tarihi

İstanbul’un en kuzey doğusundaki beldesi Ağva, sırtını ormanlara yaslıyor… Bir yanında Yeşilçay, diğer yanında Göksu dereleri akıyor… Her iki derenin Karadeniz’e döküldükleri yerde, zamanla oluşan küçük bir delta üzerinde kurulu bulunuyor. Nitekim “Ağva” latincede “iki dere arasındaki yer” anlamına geliyor.

Doğası o kadar yeşil ki, bu derelerine de yansıyor… Her yerde mavi akan dereler, burada yeşilin tonlarına bürünüyor. “Yeşil Ağva” adı da buradan geliyor.

Ağva’nın bilinen tarihi Hititler’le başlıyor. Frigler, Romalılar ve Osmanlılar’la devam edip günümüze kadar uzanıyor. Yörede Roma ve Hiristiyanlık dönemine ait izler bulunuyor.

Ağva’nın Karadeniz’e bakan cephesi, uçsuz bucaksız ve geniş kumsallarla kaplı bulunuyor. Yerleşim alanları, hayli içerde ve çamlıkların arasında yer aldığı için burada görüntü ve deniz kirliliği yaşanmıyor. Hemen önündeki doğal plajı her zaman tertemiz oluyor.

Ağva’nın doğusunda kalan ve adı gibi yemyeşil olan Yeşilçay, adını her iki sahilindeki bitki örtüsünün suya yansıyan görüntüsünden alıyor. Karadeniz’e döküldüğü yerdeki mendirekleri ve ilçe merkezi boyunca devam eden rıhtımı sayesinde burası küçük tekneler için doğal bir liman görevi görüyor.

Mendirekle ilçe merkezi arasında uzanan rıhtımda çay bahçeleri, kafe ve restoranlar yer alıyor. Ağva’yı dolaşanlar yorgunluklarını ister buralarda, ister belediye tarafından ağaçlandırılarak yeniden düzenlenen parkta oturup atabiliyorlar.

İki derenin arasında kalması Ağva’yı adeta balık cenneti haline getiriyor. Karadeniz’deki balıkların neredeyse tamamı, buraya tatlısu banyosu yapmaya geliyor. Balığa çıkan tekneler, batacakmış gibi dolup taşıyor. Ağva dışından gelenler özellikle hafta sonları tezgahlar önünde kuyruklar oluşturuyor. İstanbul’un balık ihtiyacının önemli bir bölümü de buradan karşılanıyor.